Kadına yönelik şiddetle mücadelede veriye dayalı yaklaşımını merkezine alan “Şiddetin İzleri II” projesi, 10 aylık yoğun bir emeğin ardından anlamlı bir kapanış töreniyle sona erdi. Ankara Barosu ve Eşit Nesiller Derneği iş birliğinde yürütülen, CEİD İzler Hibe Programı kapsamında Avrupa Birliği tarafından desteklenen proje, kadına yönelik şiddetle mücadelede önemli bir sorun olan veri eksikliğini ele alarak şiddeti görünür kılmayı ve adalete erişimi artırmayı hedefledi.
Kapanış töreni, kamu kurumları, sivil toplum temsilcileri, barolar ve projeye katkı sunan avukatların katılımıyla Ankara’da gerçekleşti. Açılış konuşmalarında Eşit Nesiller Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Özlem Boztaş Bayram, CEİD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hilal Arslan ve Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Av. Nazlı Özlem Atmaca projenin taşıdığı toplumsal anlamı ve sahada yarattığı etkiyi paylaştılar.
Etkinliğin en önemli çıktılarından biri olan “2023–2025 Karşılaştırmalı İl Şiddet Verileri Raporu” da törenle birlikte kamuoyuyla paylaşıldı. Rapor, Ankara, Adana, Diyarbakır ve İstanbul barolarında incelenen toplam 524 dosyanın analizinden elde edilen bulguları içeriyor. Şiddet gören kadınların hukuki destek mekanizmalarına erişimine ve 6284 sayılı kanunun uygulanmasındaki yapısal engellere ışık tutan rapor, aynı zamanda kurumsal eksikliklere dair önemli öneriler de sunuyor. Projenin Takım Lideri Prof. Dr. Yıldız Pekşen’in sunumuyla kamuya açıklanan rapor, şiddetle mücadelede kanıta dayalı politika üretiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Projenin koordinatörü ve iletişim uzmanı Zeynep Uygurer ise projenin iki ana bileşenini oluşturan kapasite geliştirme ve savunuculuk çalışmalarını ve yürütülen çalışmaları özetledi.
Etkinlik, pilot il barolarının temsilcilerine teşekkür plaketlerinin takdim edilmesi ve katılımcıların yorumlarının alınmasıyla devam etti. Proje çıktılarının sürdürülebilir olması için 81 il barosuna veri toplama mesajının da iletildiği törende paydaşlar işbirliği taahhütlerini yineledi.
“Şiddetin İzleri II”, yalnızca bir proje değil; bir dayanışma çağrısıydı. Toplanan her veri, bir kadının yaşadığı karanlığa ışık tutmak için atılması gereken adımları ortaya koydu. Bugün geldiğimiz noktada biliyoruz ki, şiddetle mücadelenin en önemli araçlarından biri verilerin toplanması ve izlenmesidir.
📥 Raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.